Ortadoğu Alev Topu: İran-İsrail Çatışması Nükleer Savaş Tehdidiyle Derinleşiyor
13 Haziran 2025 sabahı, Ortadoğu, İsrail'in İran'a yönelik uzun süredir planladığı çok katmanlı saldırısıyla sarsıldı. Bu saldırı, iki ülke arasındaki ilişkilerde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının sinyallerini verirken, hem bölgesel hem de küresel çapta büyük endişelere yol açtı.
İsrail'in Çok Katmanlı Saldırısı: İran'ın Kalbi Hedef Alındı
İsrail'in saldırısı, İran'ın nükleer kapasitesinden duyduğu çekince üzerine kurulu. İran, uranyum üretiminden nükleer yakıt zenginleştirmeye kadar tüm süreci kendi içinde yapabilen, nükleer bomba üretimiyle sonuçlanabilecek bir kapasiteye sahip nadir ülkelerden biri. İsrail, bu nedenle saldırının ilk aşamasında İran'ın nükleer tesislerini hedef aldı.
Saldırı sadece nükleer tesislerle sınırlı kalmadı; askeri ve füze altyapısı, genelkurmay karargahları, yüksek rütbeli bireysel hedefler ile gizli İHA ve savunma operasyonları için kurulan noktalar da vuruldu. Tahran ve diğer kentlerin hedef alındığı saldırılarda en az 78 kişi hayatını kaybederken, Devrim Muhafızları Komutanı, Genelkurmay Başkanı ve çok sayıda bilim insanı gibi yüksek rütbeli isimler de yatak odalarında roketlerle vurularak öldürüldü.
İran'dan Misilleme: Tel Aviv'e Füzeler Yağdı
İsrail'in saldırısına İran'dan gecikmeyen bir yanıt geldi. Aynı gün, İran dini lideri Ayetullah Hamaney, Suudi Arabistan ile ortak bir toplantıda İsrail'in "çok büyük bir hata yaptığını ve bunun sonucunda perişan olacağını" belirtti. Misilleme çağrıları ve intikam bayraklarının çekilmesinin ardından, İran akşam saatlerinde Tel Aviv ve diğer İsrail hedeflerine roket ve hava saldırıları başlattı.
İran medyasının duyurusuna göre yüzlerce füze fırlatıldı. İsrail'in güçlü savunma sistemleri füzelerin çoğunu havada imha etse de, bazı füzeler Tel Aviv kentini hedef almayı başardı. Tel Aviv semalarında patlama ve yangın görüntüleri yayılırken, İran füzelerinin yedi noktayı isabet ettirdiğini açıkladı. İsrail ise Tel Aviv yakınlarındaki dokuz binanın tamamen yıkıldığını, ilk etapta 3 ölü ve 91 yaralı olduğunu bildirdi. 300'den fazla İsrailli evlerinden tahliye edildi. Bu tablo, İsrail tarafında alışık olunmayan bir senaryoydu ve sonuç olarak İran'ın ileri teknolojili saldırı araçları İsrail'in savunmasını aşmış oldu. Saldırıların ardından İsrail genelinde elektrik kesintileri yaşandı ve bölgeye olan tüm uçuşlar iptal edildi.
Netanyahu'dan Çarpıcı Açıklamalar ve Halk Ayaklanması Kumarı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun açıklaması büyük yankı uyandırdı. Netanyahu, "Daha fazlası yolda, rejim kendisine neyin çarptığını veya neyin çarpacağını bilmiyor, hiç bu kadar zayıf olmamışlardı" derken, doğrudan İran halkına seslenerek "bu sizin ayağa kalkma ve sesinizi duyurma fırsatınız. Biz hedefimize ulaşırken sizin de özgürlüğünüzü elde etmeniz için önünüzü açıyoruz" ifadelerini kullandı.
Netanyahu'nun bu açıklamaları, İsrail'in saldırıların İran rejimini sarsabileceği ve bir halk ayaklanmasının önünü açabileceği hesapladığını ortaya koyuyor. Ancak bu, büyük bir kumar olarak değerlendiriliyor. Kaynaklar, böyle bir zincirleme reaksiyonun başlayacağına dair ilk etapta kanıt olmadığını ve başlasa bile sürecin nereye varacağının belirsiz olduğunu belirtiyor. İran'da en fazla güce sahip olanların silahlı kuvvetleri ve ekonomiyi kontrol eden kişiler olduğu, bunların darbe yapmalarına gerek kalmadan ülkeyi daha çatışmacı bir yöne götürebileceği ifade ediliyor. Diğer bir olası sonuç ise rejimin çökmesi ve ardından İran'ın kaosa sürüklenmesi olarak görülüyor. İsrail'in istediği dost bir gücün yönetimi ele geçirmesi gibi görünse de, İranlı muhalif güçlerin parçalanmış durumda olması nedeniyle net bir alternatifin bulunmadığı ve İsrail'in bu konuda "hayal gördüğü" yorumu yapılıyor.
Bölgesel ve Küresel Tepkiler: Yeni Bir Dünya Savaşı Kapıda mı?
Çatışmalar sadece İran ve İsrail'i etkilemekle kalmıyor, küresel çapta da yankı buluyor:
- Türkiye: Gelişmeler karşısında İsrail'e tepki gösteren ilk ülkelerden biri oldu. Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in saldırısını uluslararası hukuku ihlal eden provokatif bir eylem olarak değerlendirerek, daha büyük çatışmalara yol açabilecek bu agresif eylemlere derhal son verilmesini talep etti. Ayrıca, İranlı turistlerin saldırıların ardından Van'a gelmeye başladığı, Türk halkından İsrail'e karşı destek beklediklerini ifade ettikleri belirtiliyor. Türkiye'nin güçlü konumu ve NATO üyeliği, doğrudan hedef alınmasını zorlaştıran temel sebepler olarak öne çıkıyor.
- Rusya ve Kuzey Kore: İran'ın stratejik ortakları olarak İran'ı destekleyen açıklamalar yaptılar.
- Fransa ve ABD: Fransa Cumhurbaşkanı Macron, İran'ın misilleme yapması halinde Fransa'nın mümkünse İsrail'i korumak için harekata katılabileceğini söyledi. ABD ordusu da bazı üslerde alarma geçirildi ve ABD'li yetkililer İsrail'in füze savunmasına istihbarat desteği sağladı.
- Genel Endişeler: Uzmanlar, çatışmanın bölgesel bir savaşa dönüşmesinden endişeli. Hizbullah ve Hamas gibi İran destekli grupların saldırılarını artırması, İsrail'in ise bu grupları vurmak için Suriye ve Lübnan iç hatlarını hedef alması durumunda durumun daha da karmaşıklaşabileceği belirtiliyor. Irak ve Afganistan'daki ABD güçlerinin de saldırılar için kullanılabileceği olasılığı dile getiriliyor.
Nükleer Savaş Tehdidi: İsrail Savunma Bakanı, "kritik bir dönüm noktasında" olduklarını, bu fırsatın kaçırılması halinde İran'ın nükleer silahlara sahip olmasını engellemenin hiçbir yolu olmayacağını savundu. İran'ın birkaç gün içinde nükleer bomba üretebilecek kadar nükleer malzemeye sahip olduğu ve bu operasyonun "varoluşsal bir tehdidi önlemek için kritik" olduğu vurgulandı. Kaynaklar, bu senaryonun savaş çıkmadan önce yapılan simülasyonlarda zaten öngörüldüğünü ve "nükleer savaş tehlikesinin hiç olmadığı kadar var olduğunu" belirtiyor. Nükleer saldırının geri dönüşü olmadığı ve hiçbir gücün bunu istemediği ifade ediliyor.
Ekonomik Etkiler: Çatışma, enerji güvenliğini de tehdit ediyor; petrol fiyatları şimdiden sıçradı.
Türkiye'nin Konumu ve Gelecek Senaryoları
Türkiye'nin bu savaşa doğrudan dahil olma ihtimalinin ufukta görünmediği belirtiliyor. Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğu ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın "ülkemizi ilgilendiren tüm senaryolara karşı tedbirimizi aldık" açıklamasında bulunduğu ifade ediliyor. Türkiye'nin NATO üyesi olması, kolay kolay hedef alınamayacağının en temel sebebi olarak gösteriliyor. Ancak, Türkiye gibi bir gücün böyle bir savaşa dahil olduğu senaryoda, bunun çok rahat bir şekilde bir Dünya Savaşı'nın başlangıcı olarak nitelendirilebileceği ve savaşa tek ülkenin Türkiye olmayacağı vurgulanıyor.
Sonuç: Diplomasinin Önemi ve Derinleşen Çatışma
Çatışmanın derinleşmeden diplomasi yoluyla çözülmesi hayati önem taşıyor. Ancak şu an için her iki tarafın da geri adım atmaya niyetli olmadığı gözlemleniyor. İsrail, operasyonun daha giriş aşamasında olduklarını açıkça belirtirken, İran da itidal çağrılarını umursamıyor gibi görünüyor. Bu durum, karşılıklı misillemelerin devam edeceği ve savaşın daha da büyüyeceği beklentisini güçlendiriyor.
Kaynak;
- nefes.com.tr
0 Yorum